Biraz şarkı sözlerine ara verelim.Bugün okulda işlediğimiz konuyla ilgili bilgi vermek istiyorum.Bu konuyla ilgili yorumlarınızı yazarsanız sevinirim...
17 Ağustos 1999’da meydana gelen Gölcük- İzmit- Adapazarı Depreminin üzerinden tam beş yıl geçti. Bu beş uzun yıl hafızalardaki korkunç görüntüleri silemedi. Fakat bugün bu şehirlerimizde depremin fiziki yıkıntıları tamamen ortadan kaldırıldı. Her şey eski görüntüsüne avdet etti. Fakat bu tarihten sonra da bir deprem denizi üzerinde bulunan bir ada misali ülkemizde deprem hiç eksik olmadı. Daha 17 Ağustos’un yaraları sarılmadan Düzce, Bingöl ve diğer pek çok deprem felaketleri birbirini takip etti.
Her depremde görülen manzara hiç değişmiyor. Ayni ihmal ve vurdum duymazlıktan yıkılan binalar ve tuzla buz olmuş beton yığınlarının altında kalarak yitirdiğimiz masum canlar. 17 Ağustos’tan günümüze değişen bir tek olumlu şey var. O’da devletin ve sivil toplum kuruluşlarının deprem olduktan sonra bölgeye yetişmelerindeki hız ile yaraların sarılmasında kazandıkları tecrübe. Yani yapılan iyileştirme depremin yıkımını önlemeye yönelik değildi. Bunlar tamamen deprem olduktan ve yıkım meydana geldikten sonra yapılacak faaliyetlerle sınırlı kaldı.
Depremden kesinlikle ders almıyoruz. Bunun en son örneğini Mayıs 2003 Bingöl Depreminde bir kere daha yaşadık. 1971’de tamamen yıkılan ve bin civarında can kaybına sebep olan ve depremden sonra adeta sıfırdan inşa edilen Bingöl’ü 33 yıl sonra 6.4 gibi küçük bir deprem yeniden yerle bir etmeye yetti ve iki yüzden fazla cana mal oldu. Ve yine devlet binaları önce yıkıldı. Yatılı Bölge Okulu tek başına öğrencilerine mezar oldu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür Kullanmayın!